11 Şubat 2016 Perşembe

  • Seyircinin özgürleşmesi, yani içimizden birinin seyirci olarak özgürlüğe kavuşması, ilişkilendirme ayrışma birleşme ve ayrılma kudretinde yatar. Seyirci olmak etkinliğe geçirmek zorunda olduğumuz bir edilgenlik değildir çünkü normal durumumuz seyirciliktir. Gördüğümüz, söylediğimiz, yaptığımız ve düşlediğimiz şeylerle sürekli ilişkilendirilen seyirciler olarak bizler öğreniyor, öğretiyor, eylemde bulunarak tanıyoruz. Radikal mesafeyi, rol dağılımını, bölgeler arasındaki sınırları reddettiğimizde her yer yeni bir şeyler öğrenmemize imkan veren başlangıç noktaları, dörtyol ağızları ve kavşaklarla doluyor ve illaki seyirciyi oyuncuya veya cahilleri bilgine dönüştürmemiz gerekmiyor çünkü her seyirci zaten kendi hikayesinin oyuncusudur ve her oyuncu, her eylem insanı da aynı hikayenin seyircisidir.
    Illustration: Shyamal Banerjee/Mint

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder